Bilindiği üzere 7143 sayılı Kanun’un 16. maddesi ile “imar barışının” sağlanması amacıyla imar kanununa ilave geçici 16. madde eklenmiş ve kanunun yayım tarihi olan 18.05.2018‘de yürürlüğe girmiştir. Düzenlemeyle ruhsatsız ya da ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması amaçlanmıştır. Maddede 31.12.2017 tarihinden önce yapılmış yapılar kapsama alınmış ve 31.10.2018 tarihine kadar başvuru yapılması 31.12.2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi düzenlenmiştir. Başvuruya konu gayrimenkulle ilgili hususların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan yapı kayıt sistemine yapı sahibinin beyanına göre kayıt yapılacağı da kanun maddesinde ifade edilmiştir.
Kayıt bedeli;
Yapının bulunduğu arsanın emlak değeri ile yapının Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca belirlenen yaklaşık maliyet bedelinin toplamı üzerinden;
-Konutlarda %3
-Ticari kullanımda %5 oranında kayıt bedeli alınacaktır.
Yapı Kayıt Belgesi (YKB) yapının kullanımına yönelik olup bu belgeyle geçici olarak su, elektrik, doğalgaz bağlanması mümkündür. YKB. verilen yapılar için alınmış olan yıkım kararı ve tahsil edilemeyen idari para cezası iptal edilecektir.
Yapı ruhsatı alıp da yapı kullanma izin belgesi alınmamış veya yapı ruhsatı bulunmayan yerlerde YKB. ile maliklerin tamamının muvafakatinin bulunması ve imar planlarında umumi alanların terk edilmesi halinde yapı ruhsatı aranmaksızın cins değişikliği ve kat mülkiyeti tesis edilebilecektir. Bu durumda YKB. bedeli iki katı ödenir. Hazine arazilerine inşa edilen yapılar için yapılan başvuruda bu taşınmazlar Bakanlık adına tahsis edilerek YKB. sahipleri ve kanuni veya akdi haleflerinin talepleri ile Bakanlıkça rayiç bedel üzerinden bunlara satışı yapılır. Belediyelere ait araziler üzerinde yer alan yapılar içinde aynı şekilde bedeli rayiç değerden belediyeye ödenerek hak sahipleri tarafından alımı yapılır. Üçüncü kişilere ait özel mülkiyete konu gayrimenkuller ile hazineye ait sosyal donatı için tahsisli araziler için bu madde hükümlerini uygulamak söz konusu olmayacaktır. YKB. yapının yeniden yapılmasına veya kentsel dönüşüm uygulamasına kadar geçerlidir. Bu kapsamda YKB. alınan gayrimenkullerle ilgili olarak yapının depreme dayanıklılığı malikin sorumluluğunda olduğu da kanunda ifade edilmiştir. Bu düzenlemeler, Boğaziçi kanunu ile tanımlanan alanları, İstanbul tarihi yarımada içindeki alanları, Gelibolu tarihi alanları için uygulanmayacaktır. Yukarıda belirtilen başvuru ve ödeme süresini bir yıla kadar uzatmaya Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştı ancak Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişle birlikte sözü edilen yetkiler Cumhurbaşkanına geçmiş oldu. Bu defa Cumhurbaşkanı kararı ile bahsedilen süreler sırasıyla aşağıdaki şekilde uzatılmıştır.
– 257 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile uygulamadan yararlanmak için belirlenen başvuru süresi 31.10.2018’den 31.12.2018 tarihine uzatılmış, kayıt bedelinin ödeme süresi ile ilgili bir uzatma yapılmamıştır.
– Yine 538 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Yapı Kayıt Belgesi başvuru süresi 31.12.2018’den 15.06.2019 tarihine kadar, yapı kayıt bedeli ödeme süresi 31.12.2018’den 30.06.2019 tarihine kadar uzatılmıştır.
– Daha sonra 1267 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 31.12.2017 tarihinden önce yapılmış ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapılar için Yapı Kayıt Belgesi almak üzere 15.06.2019 tarihine kadar başvuruda bulunmuş olanların Yapı Kayıt Bedeli ödeme süresi; yapı kayıt bedelinin en az %25‘nin 31.07.2019 tarihine kadar peşin olarak, kalan kısmının ise takip eden aylarda taksitli olarak ve her ayın birinde kalan kısmın %2 oranında arttırılması suretiyle hesaplanacak miktarın yatırılması şartıyla 31.12.2019 tarihine kadar uzatılmıştır.
Şirketler nezdinde bu hükümlerden yararlanması durumunda yapılan ödeme veya harcamaların ne şekilde dikkate alınacağı vergi yönünden gider olup olmayacağı hususu önem arz etmektedir. Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verilen 25.12.2018 tarihli Özelgede konuya ilişkin açıklamalar yapılmıştır. Buna göre özelgede;
“………………193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “İndirilecek Giderler” başlıklı 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının; (6) numaralı bendinde işletme ile ilgili olmak şartıyla, bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçlar, (7) numaralı bendinde ise Vergi Usul Kanununa göre hesaplanan amortismanlar, ticari kazancın safi tutarının tespitinde indirilebilecek giderler arasında sayılmıştır.
Buna göre, şirketiniz aktifine kayıtlı taşınmaz için, 7143 sayılı Kanunun 16 ncı maddesine göre yararlanacağınız imar barışına istinaden ödenecek “Kayıt Bedeli” Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendi kapsamına girmediğinden dolayı söz konusu ödemenin kurum kazancının tespitinde doğrudan gider olarak indirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
………………..
– 272 nci maddesinde, “Normal bakım, tamir ve temizleme giderleri dışında, gayrimenkulü veya elektrik üretim ve dağıtım varlıklarını genişletmek veya iktisadi kıymetini devamlı olarak artırmak maksadıyla yapılan giderler, gayrimenkulün veya elektrik üretim ve dağıtım varlıklarının maliyet bedeline eklenir.
………………“
hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen Kanun hükümleri çerçevesinde; şirketiniz adına kayıtlı taşınmaz için 7143 sayılı Kanunun 16 ncı maddesi uyarınca yararlanacağınız imar barışına istinaden ödenecek olan kayıt bedelinin, taşınmazın iktisadi kıymetini artıran giderler kapsamında değerlendirilmesi ve söz konusu taşınmazın maliyet bedeline eklenmesi gerekmektedir.
Ayrıca, taşınmazın amortisman süresinin tamamlanmamış olması halinde, maliyet bedeline dahil edilecek söz konusu tutarın taşınmazın kalan amortisman süresine göre itfa edilmesi; taşınmazın amortisman süresinin tamamlanmış olması halinde ise, maliyet bedeline eklenen söz konusu tutarın taşınmaza ilişkin faydalı ömür ve amortisman oranı dahilinde aktife alındığı tarihten itibaren itfa edilmesi icap etmektedir”……………….…..ifadelerine yer verilmiştir.
Dolayısı ile “İmar Barışı” uygulamasından yararlanan şirketlerin yaptıkları YKB. ödemelerini ve varsa bu belgenin alımında katlanılan diğer harcamaları kurum kazancının tespitinde doğrudan gider olarak indirmemesi, gayrimenkulün maliyetine ilave ederek aktifleştirmesi Maliye Bakanlığının görüşüne uyulması bakımından gereklidir. Taşınmaza ait ödemelerin ve/veya yapılan harcamaların yapılmakta olan yatırımlar hesabında biriktirilerek tamamlanmasının ardından ana kalemin altında aktifleştirmek amortisman hesaplaması için uygun olur. Yapılan bu aktifleştirme sonucu oluşan maliyet bedelinin eğer ekonomik ömrü bitmemişse kalan sürede itfa edilmesi, itfa olmuş ise aktifleştirme tarihi itibariyle ekonomik ömür süresinde amortisman ayrılması gereklidir. Örneğin itfasına 4 yıl kalmış bir taşınmaz için yapılan harcamalar bu sürede amortisman yoluyla gider yazılırken, itfa olmuş bir taşınmaz için yapılan harcamalar ise eğer ekonomik süresi 50 yıl ise bu sürede amortisman yoluyla giderleştirilecektir.
13.07.2019
Kaynak: http://www.muhasebetr.com/yazarlarimiz/vedatnair/072/