DANIŞTAY 16.D
E: 2015/2045
K: 2016/5011
T: 13.06.2016
İstemin_Özeti : Trabzon İdare Mahkemesinin 22.9.2011 tarih ve E: 2010/869, K:2011/1189 sayılı kararının, dilekçede yazılı nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesi uyarınca temyizen incelenerek BOZULMASI İSTENİLMEKTEDİR. Savunmanın Özeti : SAVUNMA VERİLMEMİŞTİR. Danıştay Tetkik Hakimi : Kevser Özbay Düşüncesi : Kararın bozulması GEREKTİĞİ DÜŞÜNÜLMEKTEDİR. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay On altıncı Dairesince GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Dava, davacı tarafından, Trabzon ili, Of ilçesinde din görevlisi olarak görev yapmakta iken 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 98/b maddesi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin 1.2.2007 tarihli işlemin yargı kararıyla iptal edilmesi üzerine, açıkta geçirdiği süreye ilişkin kendisine ödenen maaşların faizsiz ödendiğinden bahisle, faiz karşılığı 20.000,00 TL maddi, 1.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 21.000,00 TL tazminata hükmedilmesi İSTEMİYLE AÇILMIŞTIR. Trabzon İdare Mahkemesinin 22.9.2011 tarih ve E:2010/869, K:2011/1189 sayılı kararıyla; davacının görevine son verilmesiyle Mahkeme kararı uyarınca tekrar görevine başlaması arasında geçen süreler için idarece ödenen maaş tutarlarına yasal faiz işletilmesi gerektiği, bu bağlamda yaptırılan bilirkişi incelenmesi sonucu hazırlanarak sunulan raporda, davacının ödeme tarihi itibariyle alması gereken faiz miktarının 6,782.11 TL olarak hesaplandığı, diğer yandan, iptaline karar verilen işlem yönünden idarenin kusurlu davranışının manevi tazminatı gerektirecek ağırlıkta elem ve üzüntüye sebep olacak nitelikte olmadığı gerekçesiyle davacının maddi tazminat isteminin 6,782.11 TL’sinin kabulüne, maddi tazminat talebinin fazlaya ilişkin kısmıyla manevi tazminat isteminin reddine KARAR VERİLMİŞTİR. Davalı idare, İdare Mahkemesi kararının kabule yönelik kısmının temyizen incelenerek BOZULMASINI İSTEMEKTEDİR. Dosyanın incelenmesinden; Trabzon İli Of İlçesinde din görevlisi olarak görev yapan davacının, gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suretiyle haksız çıkar sağlamak suçundan yargılandığı Of Asliye Ceza Mahkemesinin 14.6.2005 tarih ve E: 2005/26, K:2005/82 sayılı kararıyla 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 343/1 inci maddesi uyarınca 3 ay hapis cezasıyla cezalandırıldığı, bu cezanın da para cezasına çevrilerek ertelendiği, anılan kararın temyiz edilmeyerek 13.7.2005 tarihinde kesinleştiği, bu nedenle tecil edilmiş olsa da sahtecilik suçundan mahkum olan davacının, Diyanet İşleri Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 5/b maddesi ve 657 s. Kanunun 48/A-5 maddeleri uyarınca memurluğa alınma şartlarından birini kaybetmesi nedeniyle 657 s. Kanunun 98/b maddesi gereğince görevine son verildiği, bu işlemin iptali istemiyle açılan davanın Trabzon İdare Mahkemesi’nin 29.11.2007 tarih ve E: 2007/788, K:2007/2021 sayılı kararıyla reddedildiği, ancak bu karardan sonra ceza kanunlarında yapılan değişiklik üzerine Of Asliye Ceza Mahkemesince dava dosyasının yeniden ele alındığı, ve anılan Mahkemenin 21.3.2008 günlü, E: 2009/63, K:2009/74 sayılı kararı ile, davacı hakkındaki mahkumiyete ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmedildiği gerekçesiyle Danıştay 12. Dairesi’nin 7.7.2009 tarih ve E: 2008/810, K:2009/4097 sayılı kararıyla İdare Mahkemesi kararının bozulması neticesinde Trabzon İdare Mahkemesinin 21.1.2010 tarih ve E: 2010/51, K:2010/51 sayılı kararıyla bozma kararına uyularak göreve son verme işleminin iptal edildiği, iptal kararından sonra davacının 24.1.2010 tarihinde görevine başladığı, 11.3.2010 tarihinde açıkta geçirdiği süreye ilişkin parasal haklarına karşılık maddi ve manevi zarar karşılığı 200.000.000 TL’nin ödenmesi talebi sonucunda 38 aylık maaş tutarının 44.481,25 TL olarak 8.4.2011 tarihinde ödendiği, söz konusu tutara işletilecek yasal faiz ve manevi zararlarının karşılanması istemiyle bakılan davanın AÇILDIĞI GÖRÜLMÜŞTÜR. Anayasanın 125 inci maddesinin son fıkrasında; idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu düzenlemesine YER VERİLMİŞTİR. İdarelerin hukuka aykırı işlemlerinden kaynaklanan zararları tazmin etmeleri Anayasanın 125 inci maddesi uyarınca zorunlu olmakla birlikte; bakılan tam yargı davasının esasını oluşturan uyuşmazlıkta, Of Asliye Ceza Mahkemesinin 14.6.2005 tarih ve E: 2005/26, K:2005/82 sayılı mahkumiyet kararının kesinleşmesi üzerine tesis edilen göreve son verme işleminin iptali istemiyle açılan davada; Trabzon İdare Mahkemesince, dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibariyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair hüküm tesis edilmemiş ve işlemin tesis edildiği aşamada bu anlamda bir hukuka aykırılık bulunmamakta ise de, ceza kanunu yönünden lehe olan hükmün uygulanması kapsamında verilen yeni kararla birlikte ortaya çıkan yeni hukuki durum karşısında, dava konusu işlemin dayanağının hukuken ortadan kalktığı ve işlemin sebep unsuru yönünden hukuka aykırı hale geldiği gerekçesiyle işlemin iptaline KARAR VERİLMİŞTİR. Bu durumda, ceza yasalarında yapılan değişiklik üzerine lehe hükmün uygulanması kapsamında Of Asliye Ceza Mahkemesinin 21.3.2008 günlü, E: 2009/63, K:2009/74 sayılı kararıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi neticesinde ortaya çıkan yeni hukuki durumdan dolayı göreve son verme işleminin dayanaksız kaldığı anlaşıldığından, davacının açıkta kaldığı sürelere ilişkin olarak idarenin tazminat sorumluluğunu gerektirecek bir durumun bulunmadığı açık olup, İdare Mahkemesince davacının faiz isteminin kısmen kabulüne karar verilmesinde hukuki İSABET GÖRÜLMEMİŞTİR. Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle Trabzon İdare Mahkemesinin 22.9.2011 tarih ve E: 2010/869, K:2011/1189 sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin 1 inci fıkrasının (b) bendi uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 3622 s. Kanunla değişik 3 üncü fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 13.06.2016 tarihinde OY ÇOKLUĞUYLA KARAR VERİLDİ.
AYRIŞIK OY: İdare Mahkemesi kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olduğundan, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ve anılan kararın onanması gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.